Sosyal Medya

Depresyon hastalarıyla ilgili güncel ve detaylı bilgiler

Toplumun büyük bir kesimini doğrudan ya da aile ve yakınlar kanalıyla etkileyen depresyon kişilerde haftalarca ya da aylarca devam eden bir isteksizlik hali, hayattan zevk alamama, kendine güvenin git gide azalması ve yoğun umutsuzluk gibi negatif hisleri kapsayan bir duygu durum bozukluğudur.


Depresyon Nedir?

Depresyon semptomları herkeste farklılıklar gösterse de en sık rastlanan belirtileri haftalar ya da aylarca neredeyse her gün devam eden üzgün, kaygılı ya da “boş” ruh hali, ümitsizlik, karamsarlık olarak sıralanabilir. Depresyon, kişilerde çoğunlukla suçluluk, değersiz hissetme, çaresizlik gibi duyguları da beraberinde getirir. Depresyondaki kişiler normalde severek yaptıkları aktivitelerden zevk alamadıklarını, giyinmek, yemek yemek gibi günlük ve zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için bile kendilerinde güç bulamadıklarını ifade ederler. Çoğunlukla aile ve yakınlar da kişideki bu değişimi fark ederler ama nasıl yardım edeceklerini bilemezler.


Özellikle maj ör depresyon gibi şiddetli depresyon türlerinde hiçbir tedavi uygulanmaması ciddi problemlere neden olabilir. Tedavi edilmeyen depresyon alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi yaşamı tehdit edebilecek durumlara yol açabilir. Kişilerin çevreleriyle olan ilişkilerini zayıflatarak, iş yerinde problemlere neden olabileceği gibi zamanla daha büyük hasarlara da neden olabilir.

Majör depresyon olarak da bilinen klinik depresyon kişilerin beden, düşünce ve duygu durumunu bütünleşik olarak etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Depresyondaki bireyler için içinde bulundukları durumdan bir anda çıkabilmek mümkün değildir. Psikoterapi ve antidepresan kullanımı gibi gerekli tedavi yöntemleri uygulanmayan klinik depresyon aylarca hatta yıllarca devam edebilir.

Depresyon türleri (çeşitleri) nelerdir?

Depresyon birçok farklı türde kendisini gösterebildiği gibi en çok rastlanan türleri iki ana kategoride toplanır; klinik depresyon (majör depresif bozukluk olarak da adlandırılır) ve distimik bozukluk. Depresyon şiddet derecesine göre hafif, orta şiddetli ve ağır depresyon olarak kategorize edilir. Yaşanılan depresyon türünün doğru tespit edilmesi tedavi sürecinin doğru sürdürülebilmesi için büyük önem taşır.

Klinik Depresyon (Majör Depresif Bozukluk)

Klinik depresyon, depresyon türleri içerisinde en şiddetli olarak değerlendirilen türdür. İnatçı üzüntü hali, ümitsizlik, değersiz hissetme gibi yoğun olumsuz duygularla seyreder ve kendiliğinden düzelmesi mümkün değildir. Bir kişiye klinik depresyon tanısı konulabilmesi için iki haftalık bir zaman periyodu içerisinde aşağıdaki durumların beş ya da daha fazlasını karşılıyor olması aranır;

  • Günün çoğunluğunda depresif hissetme
  • Günlük aktivitelere ilginin azalması
  • Belirgin kilo artışı ya da azalışı
  • Şiddetli uykusuzluk ya da uyanamama hali
  • Düşünce ve hareketlerde yavaşlama
  • Günün çoğunluğunda bitkin/yorgun hissetme
  • Odaklanmakta ve karar vermekte güçlük
  • Tekrar eden ölüm ya da intihar düşünceleri

Atipik Özellikli Majör Depresif Bozukluk

Majör depresif bozukluklar kategorisinde değerlendirilen ati pik depresif bozukluk kişilerde belirli davranış kalıplarıyla kendisini gösterir. Atipik depresyon yaşayan kişilerin duygu durumları dış uyaranlara göre şiddetli değişimler gösterir. Alınan iyi haberler karşısında aşırı sevinç, kötü haberlerde ise aşırı üzüntü görülebilir. Atipik depresyon genellikle ilk defa gençlik yıllarında başlar ve yetişkinlik süresince devam eder. Atipik depresyon yaşayan kişilerde genellikle aşağıdaki belirtiler görülür;

  • Kiloda belirgin artış
  • İştahta belirgin artış
  • Yoğun uyku hali
  • Kollarda ve bacaklarda ağırlaşma hissi
  • Reddedilmeye karşı hassasiyet

Doğum Sonrası Depresyonu

Majör depresyon türleri arasında değerlendirilen doğum sonrası depresyonu hamilelik süresince ya da doğumu takip eden dört hafta içinde karşılaşılan bir depresyon türüdür. Doğum yapan kadınların yüzde 10-15’inde görülen doğum sonrası depresyonun neden kaynaklandığı tam olarak bilinememekle birlikte doğum sonrası depresyonu yaşayan kadınlarda genellikle şiddetli üzüntü hali, sürekli ağlama, yoğun kaygı ve umutsuzluk sıklıkla görülen belirtilerdir.

Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu

Mevsimsel duygu durum bozukluğu belirli mevsim dönemlerinde görülmesiyle diğer depresyon türlerinden ayrılır. Özellikle gün ışığının azaldığı kış dönemlerinde görülen mevsimsel duygu durum bozukluğu popülasyonun %1-%2’lik bölümünü etkiler ve genellikle kadınlarda ve gençlerde görülür. Mevsimsel duygu durum bozukluğu yaşayan kişiler kış a ylarında yaz aylarında oldukları hallerinden bambaşka bir görüntü sergilerler; genellikle ümitsiz, üzgün, stresli ve ilgisiz bir görüntüyle devam eden mevsimsel duygu durum bozukluğu sonbahar- kış döneminde başlayıp günlerin uzadığı ilk bahar yaz aylarına kadar devam eder.

Melankolik Özellikli Majör Depresyon

Melankolik özellikli majör depresyonda kişiler önceden zevk aldıkları neredeyse hiçbir aktiviteden zevk almamaya başlarlar ve kişiye majör depresif bozukluk tanısı konulabilmesi için aşağıdaki belirtilerden en az üç tanesini daha sergilemeleri beklenir;

  • Zevk alınan çoğu/tüm aktivitelerden zevk alamama
  • Yaşanan iyi olaylar karşısında tepkisizlik
  • Psikomotor davranışlarda farklılaşma
  • Şiddetli suçluluk duygusu
  • Uykusuzluk
  • Sabah yaşanan depresyonda artış

Psikotik Özellikli Majör Depresif Bozukluk

Halisünasyon ve sanrılarla seyreden majör depresif bozukluk türü psikotik özellikli majör depresyon olarak adlandırılır. Psikotik özellikli majör depresyonda kişiler kendilerinin değersiz olduklarını ve yaşamayı hak etmediklerini söyleyen sesler duyduklarını belirtebilirler.

Katatonik Özellikli Majör Depresif Bozukluk

Katatonik özellikli majör depresyon yaşayan kişilerde psikomotor davranışlarda şiddetli bozulmala r görülür. Katatonik özellikli depresyonda aşağıdaki belirtilerin en az iki tanesinin görülüyor olması aranır:

  • Kaslarda hareketsizlik
  • Nedensiz kas hareketleri
  • Şiddetli negativite ya da hiç konuşmama
  • Alışılmamış beden pozisyonu
  • Başkalarının söz ve hareketlerini tekrar etme

Distimik Bozukluk

Distimi depresyonun hafif ancak kronik formlarından biridir. Belirtileri genellikle en az iki yıl boyunca devam eder. Distimik bozukluk bireyin yaşamını klinik depresyona göre daha olumsuz etkiler çünkü belirtileri daha uzun bir süre boyunca kendisini gösterir. Distimik bozukluk yaşayan kişilerde günlük aktivitelere duyulan ilgide azalma, kendilerini ümitsiz hissetme, verimlilikte düşüş ve düşük özgüven gibi belirtiler sıklıkla görülür. Distimik bozukluk yaşayan kişiler çevreleri tarafından genellikle eleştirel, sürekli şikayet eden ve yaşamdan zevk alamayan bireyler olarak tanımlanır.

Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Her ne kadar günlük hayatımızda moralimiz bozulduğunda ya da canımızı sıkan bir durum ile karşılaştığımızda hemen “depresyondayım” desek de depresyon, belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilen, psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin birleşiminden oluşan son derece karmaşık bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon belirtileri bireyler arasında farklılık gösterebileceği gibi en sık karşılaşılan karakteristik özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir;

  • Ümitsizlik, değersizlik ve çaresizlik hisleri
  • Duyguları kontrol edememe
  • Günlük aktivitelere duyulan ilginin azalması
  • İştahta belirgin artış/azalış
  • Kiloda belirgin artış/azalış
  • Uyku düzeninde belirgin değişimler
  • Belirgin öfke ve huzursuzluk
  • Belirgin enerji kaybı
  • Kendinden nefret etme, şiddetli suçluluk duygusu
  • Dikkatsiz davranışlarda artış
  • Odaklanmakta problem
  • Nedeni belli olmayan fiziksel ağrılar

Depresyondaki bazı kişiler yaşadıkları durumu “derin bir boşluk duygusu” şeklinde tanımlarken bazı bireyler ise yaşam ile bağlantıları kopmuş, boş bir duygusuzluk hali şeklinde ifade edebilirler. Özellikle erkeklerde depresyon belirtileri genellikle şiddetli öfke nöbetleri ve huzursuzluk şeklinde olabilirken kadınlarda yoğun hissizlik, yaşamdan zevk alamama şeklinde kendisini gösterebilir.

Depresyon ve Ağlama Krizleri

Ağlamak her ne kadar depresyonun formal teşhis kriterleri arasında yer almasa da birçok kişi depresyondayken engel olamadıkları ağlama atakları geçirdiklerini ifade eder. Eğer engel olamadığınız biçimde, normalden daha fazla ağladığınızı düşünüyorsanız depresyonun diğer belirtilerini de gösterip göstermediğinizi gözden geçirmeniz faydalı olacaktır.

Kadınlarda depresyon belirtileri genellikle;

  • Kilo ve iştahta artış, özellikle karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye yönelme
  • Artan uyku ihtiyacı
  • Yoğun suçluluk duyguları
  • Mevsime bağlı depresyon

Şeklinde kendisini gösterirken erkeklerde depresyon daha dışa dönük belirtilerle kendisini gösterebilir;

  • Uzun saatler çalışma
  • Yakın çevreyi oluşturan aile ve arkadaşlardan uzaklaşma
  • Madde kullanımı
  • Şiddete eğilimin artması, öfke nöbetleri
  • Sadakatsizlik gibi riskli davranışlarda artış.

Gençlerde görülen depresyon genellikle üzüntü nöbetlerinden çok huzursuzluk, öfke ve ajitasyon şeklinde kendisini gösterebilir. Depresyondaki gençlerde baş ağrısı, karın ağrısı gibi nedeni belli olmayan fiziksel ağrılar da görülebilir.

Yaşlı bireylerde görülen depr esyon ise duygusal belirtilerden çok vücutta nedeni belli olmayan ağrılar, hafıza kayıpları gibi fiziksel belirtilerle kendisini gösterir. Kişisel bakımlarını aksatma ve kullanılması gereken ilaçları kullanmama gibi depresyon belirtileri de görülebilir.

Depresyon ve Cinsellik

Depresyon tanısı konan kişilerin cinsel yaşamlarında problem yaşaması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Depresyon ile birlikte orgazm olamama, ereksiyon sorunları gibi problemler görülebilir ancak depresyon ile birlikte görülen cinsel problemler uygun tedavi yöntemleriyle rahatlıkla tedavi edilebilir.

Cinsellik ihtiyacı beynimizde başlar ve vücudumuzun cinsellik ile ilgili organlarına ulaşması gereken komutlar nörotransmitterlar aracılığıyla iletilir. Depresyon ve diğer duygu durum bozukluklarında cinsel isteksizlik gibi problemler yaşanmasının temel nedeni beynin bu nörotransmitterlar aracılığıyla iletişim kuran bölümlerinin olması gerektiği gibi çalışmamasıdır. Depresyon tanısı konan birçok erkek ve kadının cinsel istekte azalma ya da hiç cinsel istek duymama gibi şikayetler duymaları bu nedenledir.

Antidepresan kullanımı cinsel isteksizliğe neden olur mu?

Depresyon gibi duygu durum bozukluklarında doktorlar tarafından önerildiği taktirde antidepresan kullanımı etkili ve gerekli araçlar olsa da özellikle (SSRIs) olarak bilinen bazı antidepresan türleri istenmeyen yan etkilere neden olabilirler.

Antidepresanlar nörotransmitter olarak bilinen beyin kimyasallarının yapısı nı değiştirerek depresyondaki bireylerin duygu durumlarını iyileştirmeye yardımcı olurlar. Cinsellikle ilgili ihtiyaçlarımızda da aynı kimyasallar etkilidir. Bu nedenle antidepresanların, vücudumuzda cinsellikle ilgili mesajların iletilmesinden sorumlu olan sinir yolarını da etkileyerek cinsel problemlere yol açabildiği bilinmektedir. Kullanılan ilacın dozu arttıkça cinsel sorunlarla ilgili şikayetler de artabilir.

Antidepresan kullanımıyla ilişkili olabilecek cinsel sorunlar nelerdir?

Antidepresan kullanımıyla birlikte görülebilen cinsel problemler;

  • Cinsel birleşmeyi başlatamama
  • Sertleşme problemleri ya da geç boşalma
  • Cinsel isteksizlik
  • Orgazm olamama

Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?

Evet, özellikle son dönemde yapılan araştırmalar depresyonun yüksek oranda tedavi edilebilen bir rahatsızlık olduğunu gösteriyor. Günümüzde orta dereceli ve şiddetli depresyonun tedavisinde en çok tercih edilen yöntemler antidepresanlar ve psikoterapi uygulamalarıdır. Çoğunlukla İki yöntemin birlikte uygulandığı depresyon tedavilerinde başarı oranının daha yüksek olduğu görülür. Son dönemde bu alanda gerçekleştirilen araştırmalar özellikle depresyonun daha hafif formlarında konuşma terapilerinin en etkili tedavi yöntemi olduğunu gösteriyor. Özellikle bilişsel-davranışçı terapi uygulamaları depresyondaki kişilerin kendilerini depresyona sürükleyen düşünce tarzlarını değiştirmelerine ve pozitif biliş kalıpları oluşturmalarına yardımcı olmaları yönünden en etkili tedavi yöntemleri arasındadır.

Depresyon Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Depresyon yüksek oranda tedavi edilebilen ancak tedavisi kişiden kişiye farklılık gösteren, oldukça zorlu bir süreçtir. Depresyon tedavisinde başarıya ulaşabilmenin en önemli noktalarından biri depresyondaki bireyin tüm tedavi seçenekleri hakkında bilgi sahibi olup, kendisi için en uygun seçeneğe karar verebilmesidir.

Depresyon tedavisinde en sık kullanılan yöntemler genellikle psikoterapi,yaşam alışkanlıkları değişimleri ve ağır seyreden depresyonlarda antidepresan kullanımı ol arak sıralanabilir. Uygulanacak tedavi türü kişiye ve depresyon semptomlarının ağırlığına göre belirlenir.

Psikoterapi (Konuşma Terapisi)

Depresyonun hafif ve orta şiddetli formlarında en sık tercih edilen tedavi türü psikoterapi uygulamalarıdır. Psikoterapi genellikle 12-20 hafta süresince haftada 1-2 saatlik seanslar şeklinde uygulanır. Psikoterapi uygulamaları içinde ise en sık kullanılan yöntemler;

  • Bilişsel Davranışçı Terapi: İrrasyonel düşünce kalıplarını tespit edip ortadan kaldırmayı amaçlayan kısa süreli bir terapi türüdür.
  • Kişiler Arası Terapi: Kişiler arası terapi, bireylerin çevreleriyle kurdukları ilişkilerin psikolojik sağlıkları üzerinde büyük etki sahibi olduğu düşüncesi üzerine kuruludur. Kişiler arası terapide psikoterapist depresyondaki bireyin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmesine ve dış ilişkilerini geliştirmesine yardımcı olmaya çalışır.
  • Psikodinamik Terapi: Kişide depresyonun altında yatan, su yüzüne çıkmamış nedenleri ortaya çıkarmayı amaçlayan, uzun süreli bir psikoterapi türüdür.
  • EMDR ( EyeMovementDesensitizationandReprocessing): Travmatik anıları ortaya çıkartmayı amaçlayan psikoterapi türüdür.

Depresyon İlaçları ve Antidepresan Kullanımı

Orta şiddetli ve şiddetli depresyon tedavisinde en sık tercih edilen yöntem antidepresan kullanımıdır. Antidepresan ilaçların etki süresi genellikle 2-4 hafta arasında değişir. Antidepresan tedavisinde karşılaşılan en büyük problemlerden biri de kişilerin birkaç günlük ilaç kullanımından sonra işe yaramadığı gerekçesiyle ilacı bırakmalarıdır. Bu nedenle eğer depresyon tedavisinde doktorunuz tarafından ilaç önerildiyse, önerilen süre boyunca ilaçları aksatmadan kullanmak önem taşır.

Depresyon tedavisinde kullanılan bazı alternatif yöntemler ise meditasyon, yoga, besin takviyeleri, egzersiz, masaj terapileri olarak sıralanabilir.

Depresyon Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Özellikle majör depresyon gibi şiddetli depresyon türlerinde hiçbir tedavi uygulanmaması ciddi problemlere neden olabilir. Tedavi edilmeyen depresyon alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi yaşamı tehdit edebilecek durumlara yol açabilir. Kişilerin çevreleriyle olan ilişkilerini zayıflatarak, iş yerinde problemlere neden olabileceği gibi zamanla daha büyük hasarlara da neden olabilir.

Majör depresyon olarak da bilinen klinik depresyon kişilerin beden, düşünce ve duygu durumunu bütünleşik olarak etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Depresyondaki bireyler için depresyondan bir anda kurtulmak mümkün değildir. Psikoterapi ve antidepresan kullanımı gibi gerekli tedavi yöntemleri uygulanmayan klinik depresyon aylarca hatt a yıllarca devam edebilir.


Yorumlar

Yorumunuzda sadece isminiz ve yorumunuz görünecektir.